Subscribe to Updates
Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.
Yazar: admin
Zamanın birinde ışıl ışıl parlayan bir krallığın ortasında sonsuz aşkın gücünü taşımakta olan tılsımlı bir kolye varmış. Bu kolye kalbin saf niyetiyle istenilen her şeyi gerçek yapacak büyülü bir güce sahipmiş. Kolyenin sahibi olan krallığın genç prensi Zephy’miş. Bu kolye öyle bir tılsıma sahipmiş ki ancak saf sevgi ve iyilik bu kolyeyi aktif hale getirebilirmiş. Krallıkta yaşayan hain bir lord varmış. Bu lord kötü emelleri için tılsımlı kolyeyi ele geçirmek istiyormuş. Kralın sarayını basan ve kolyeyi çalan kötü kalpli lord, kolyenin kendisinde de etkili olabileceğini zannediyormuş. Kötü kalpli olması nedeniyle onda tılsımlarını gerçekleştirmeyen kolye lordun çok sinirlenmesine neden olmuş. Krallıkta…
Güzeller güzeli padişahın kızı ile padişahın cesur askeri birbirlerine aşık olmuşlar. Bu durum kısa süre içerisinde sarayda konuşulmaya başlanmış. Sarayda herkes bunu konuştuğu için durum padişahın kulağına da gelmiş. Bu durum üzerine çok sinirlenen padişah kızını yanına çağırarak onun askerden ayrılmasını istemiş. Padişahın kızı ne yapmış ne etmişse babasını ikna edememiş. Hal böyle olunca padişah kızını askerinden ayrı tutmak için askerine büyük bir ceza vermiş. Onu sarayın en dibinde yer alan zindana atmış. Sevdiği adamı bir daha göremeyen padişah kızı olan biteni anlamaya çalışmış. Kime sorduysa kimse cesur askerin zindanda olduğunu söylememiş. Söylerlerse kendilerinin sonunun da bu asker gibi olacağını…
Bir gün okulda matematik öğretmeni sınıfa çok zor bir ödev vermiş. Bu ödev öyle zorluymuş ki herkes bunu nasıl yapacaklarını birbirine soruyormuş. Bu sınıfta çok çalışkan bir oğlan varmış. Bu ödevi yapsa yapsa ancak bu oğlan yapabilirmiş. Okulun en güzel kızı, çalışkan oğlandan yardım istemeye karar vermiş. Ödevi birlikte yapmaları konusunda oğlana teklifte bulunmuş. Okulun en güzel kızından gelen bu teklifi kimse geri çeviremezmiş. Bunun üzerine ikili birlikte ödev yapmaya başlamışlar. Bu sırada birlikte vakit geçirmenin etkisiyle birbirlerine karşı güzel duygular beslemeye de başlamışlar. Ödev teslim etme günü geldiğinde herkes çok heyecanlıymış. Çoğu kişi ödevi bitirememiş bile. Öğretmen ödevleri kontrol…
Uzak bir zamanda uzak bir diyarda yemyeşil bir vadide iki aşık birbirine kavuşmayı bekliyormuş. Mahsun vadideki küçük kulübesinde soğuk gecelerde sessiz bir şekilde aşkıyla yanıp tutuşuyormuş. O yıllar önce gönlünü Leyla’ya kaptırmış ve yıllardır onu bekliyormuş. Leyla karşı köyde yaşayan bir çobanın kızıymış. Onunla her anını paylaşmak istiyormuş. Sevgileri, kederleri beraber yaşayıp ömür boyu mutlu bir hayat geçirmek istiyormuş. Mahsun bir gün tüm cesaretini toplayarak Leyla’nın köyüne doğru yola çıkmış. Gün batımıyla birlikte köye ulaşan Mahsun’un tek bir amacı varmış. Leyla’yı bulmak ve onu babasından isteyerek küçük güzel dünyasına katmak. İki sevgilinin hasretle beklediği an gelmiş çatmış. Karşısında Mahsun’u gören…
Bir gün ormanlar kralı aslan ormanında gezintiye çıkmış. Bu sırada ormanda acımasız avcılar dolaşmaktaymış. Güzel mi güzel bir ceylanın avcıların kurduğu bu kapanlardan birisine yakalanmış olduğunu görmüş aslan. Ona ilk görüşte aşık olan aslan ne yapması gerektiğini bilememiş bir an. İlk şoku attıktan sonra güçlü pençeleri ile ceylanı yakalandığı kapandan kurtarmış. Ceylan bu duruma çok sevinmiş. Hayatı kurtulmuş. Bir taraftan hayatının kurtulduğuna sevinirken diğer taraftan da güçlü ve görkemli aslana bakıyormuş. Aslanın ona karşı hissettiklerini bir anda fark etmiş. Bu durum onun da çok hoşuna gitmiş. Zira ceylan da aslana göstermiş olduğu cesaret ve iyilikle birlikte aşık olmuş. Zaten görünüşü…
Uzak diyarların birinde birbirini çok seven bir çift yaşarmış. Kadın ve adam her sabah güneşin doğuşu ile uyanır bahçelerinde günü selamlayan taze domatesler, biberler ve salatalıklar ile keyifli kahvaltı yaparlarmış. Kahvaltı sonrası adam balık tutmak için küçük, sevimli sandalı ile denize açılır, kadın ise o gelene kadar evdeki işlerini yaparmış. Bu çiftin evliliklerinden çocukları olmamış. Yıllarca evlat hasreti ile yanıp tutuşmuşlar ama nafile onlar hiçbir zaman evlat meyvesini tatmamışlar. Günlerden bir gün yine adam balık avı için denize açılmış. Kadın adamın gidişi ile kendisini çok yalnız hissetmiş. O gün kadına bir şeyler olmuş. Adam eve tekrar döndüğünde karısının yapması gereken…
Devasa büyüklüğü ve muhteşem konforu ile bilinen ünlü bir gemi okyanusları, en güzel koyları ve en güzel adaları gezmek üzere yola çıkan yüzlerce misafiri ile iskeleden ayrılmış. Geminin misafirleri içerisinde ünlü iş adamları, doktorlar, mühendisler, öğretmenler, iş adamları ve daha pek çok sektörden insan bulunmaktaymış. Yolculuk müzikler ve danslar eşliğinde başlamış. Herkes çok mutlu ve keyifliymiş. İlk günün ardından gece herkes kamaralarına dinlenmeye çekilmiş. Bu sırada dışarıda beklenmedik bir fırtına çıkmış. Kaptan ne yapacağını bilemez bir halde gemiyi kontrol etmeye çalışıyor, tüm mürettebat misafirleri sakinleştirmeye çalışarak ellerinden gelen işi yapmaya devam ediyormuş. Bütün gece koca gemi okyanusun ortasında adeta bir…
Çok büyük bir krallıkta bir gün kralın bir kızı dünyaya gelmiş. Bu kız çocuğu güneş ve yıldızları kıskandıracak bir güzelliğe sahipmiş. Doğumu ile tüm ülkede bayram ilan edilmiş. Herkes kralı ve karısını tebrik etmiş. Gel zaman git zaman kralın kızı büyümüş. Her geçen gün çok daha güzelleşen bu kız 18 yaşına geldiğinde ise bir hastalığa yakalanmış. Bu hastalık prensesi yataklara düşürmüş. Kral ülkedeki ve hatta uzak diyarlardaki tüm doktorları kızının hastalığı için saraya davet etmiş. Tüm doktorlar kızı incelemiş ancak ne hastalığı hakkında ne de hastalığın tedavisi hakkında bir bilgi edinememişler. Güzeller güzeli kız günden güne daha çok hasta oluyor…
Zamanın birinde küçük bir köyde yaşayan iki gencin yolları kesişmiş. Bu gençlerden kız olanın adı Melodi’ymiş. Melodi saçlarında güneşi barındıran bir güzellikte ay gibi parlayan bir kızmış. Gözleri gökyüzü gibi parlayan bir mavilikte yaratılmış. Özgür ruhlu bir kuşu andıran bu kız aşkın büyüsü ile ilk gördüğü anda karşısındaki gence vurulmuş. Karşılaştığı genç ve yakışıklı adamın adı ise Adem’miş. Adem’in içinde sonsuz bir sevgi ve merhamet barındırdığı her halinden belliymiş. Onunla birlikte olmak ve hayatının sonuna kadar Adem’le birlikte yaşamak isteyen Melodi aşkın böylesine büyülü bir tılsımı olduğunu ilk kez keşfediyormuş. Birlikte geçirdikleri günlerde yıldızlara bakıp gelecek güzel günler hakkında hayaller…
Uçsuz bucaksız ormanları ve farklı çiçek türlerinin muhteşem güzelliği ile büyülü bir ortam oluşturduğu çiçek bahçeleri ile ünlü bir ülke varmış. Bu ülkede yaşayan herkes birbirini çok sever, kimse kimseye üstünlük yapmaz, herkes birbirini anlamaya ve işlerini kolaylaştırmaya çalışırmış. Bu ülkede yaşanılan en büyük sorun ise aşkın bu ülkeye uğramamasıymış. Ülkenin ileri gelenleri bu konu üzerinde neler yapabileceklerini düşünmüş ve çok tehlikeli olan aşk kristallerini dağın tepesinde yaşayan canavardan almaya karar vermişler. Eğer başarabilirlerse bu aşk kristalleri kadınlar ve erkekler arasında büyük bir aşkın ortaya çıkmasını sağlayacakmış. Bu zorlu görev için ülkede cesurluğu ve yiğitliği ile nam salmış bir grup…